
O kalın seslerin arasındaki, kalın yığınları gülüşlerin
Elim uzansa Afrika, bir çiçeğin büyüdüğü yer
Kuru bir toprak, cennet düşmesinden kalan
Kılçığı çekilmiş ıssızlık şimdi nereyi sorsanız
Sevişmeyen çoksesli kırmızı elleriniz
Severim arabaları, teneke bağlanmış tanklar kadar
Ve yaşlıdır sözcükleri melezlerin
En az Filistin kadar…
Çocuklarımı sevmeyin gözlerinizle
Kolları anne sıcağından başka sınanmamıştır henüz
Çiçeklerimiz yedinci yaprağın kısır düş kasırgasında
Sonrası katrina, rita, kızıl haç… Sonrası bumerang…
Zamanın dar kapılarından açılan bir oyuktur
Merminin geçebileceği kadar alan
Parklar kurulur alanlara, yeşil, mavidir gözleri
Boş kovanlarında siyah bir irin büyür, hep beşinci yaş hüznü
Çakıl taşlarındaki kumlara, yüzümüzdeki yaralar sığmaz
Ateşle yıkanmak
Paramparça bir kâğıt gibi gökyüzü, boyanır toprağa
Sonrası artık zamanlar familyası
O kalın seslerin arasındaki tok kahkahaları zorbalıkların
Bir bebek gülüşü; bozulmamış gökyüzü, ellenmemiş yaşam
Bir yanımızda kuru öksürükleri kapanmış seslerin
Perdeli ayaklarında kesik yaralar saklayan
Bir çiçektir çocuklarımız...
Aylin Antmen


-
<