<
<Şubat 13, 2008
<

AKP'yi istemeyen değişik kesimler, TKP'nin çağrısıyla 2 Mart'ta Kadıköy'de biraraya gelecek.

soL "AKP'yi kimler istemiyor" sorusuna en iyi yanıtı geçen haftadan bu yana sokaklara dökülen yüz binlerce insan verdi. Ana gövdeyi türban düzenlemesinden kaygılanan kesimler oluştursa da Davutpaşa'daki katliama, Tuzla tersanelerinde sonu gelmek bilmeyen ölüm zincirine dönük öfke de sokaktaydı. Ancak AKP'yi istemeyenler bu kadar değil, henüz öfkeleri sokağa taşmayan değişik kesimlerden milyonlarca insan "AKP'ye karşı harekete geçme zamanı gelmedi mi" sorusunu soruyor.

Siyasi iktidarın uygulamaları nedeniyle iyice artan kaygılar ve AKP'ye dönük büyüyen öfke, işçiler, öğrenciler, aydınlar başta olmak üzere toplumun farklı kesimlerinin AKP'ye karşı harekete geçmesinin önünü iyice açmış bulunuyor. AKP'nin temsil ettiği gericiliğe, işbirlikçiliğe ve piyasacılığa karşı mücadele sömürü düzenine ve emperyalizme karşı mücadeleye eşitlenmiş durumda.

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Siyasi Komite, AKP'yi İstemiyoruz diyenleri harekete geçmeye ve 2 Mart mitingine katılmaya çağırdığı mektupta "TKP, çalışmalarını yoğunlaştırıyor. Bu çalışmaya samimi, ilkeli bir biçimde katılabilecek kesimlerle görüşüyor. Ama öncelikli olarak emekçi kitleler, öğrenciler, aydınlar arasında yaygın bir örgütlenme sürecine giriyor. Hedef, Şubat ayında AKP nedeniyle toplumun önemli bir kesiminde ortaya çıkan karamsarlık, korku ve hatta paniği tersine çevirmek ve memlekete sahip çıkma iradesini hızla çoğaltmak" sözleriyle hitap alanının oldukça geniş olduğunu vurguluyor.

TKP'nin aylık yayın organı Komünist'te Genel Sekreter Kemal Okuyan da, harekete geçirilebilecek kesimlerin genişliğinin altını çiziyor: "TKP burjuva aktörlerin hesaplarını, onların davranışlarını elbette izlemektedir. Bununla birlikte onların konumlanışları TKP'nin açılımlarının doğrultusunu değiştirmez. TKP burjuva siyasetinin toplumsal etkisini önemsemekte ve bu dönem bu etkide ciddi kesinti ve zayıflamaların ortaya çıktığını saptamaktadır. Parti'nin nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan emekçi kesimlere, onların şimdiye kadarki siyasal tercihlerini ve ideolojik eğilimlerini veri almadan yaklaşması mutlak bir zorunluluktur. Bugün AKP'nin icraatlarının toplumun islamcı, milliyetçi ve liberal etkilere açık bütün kesimlerinde rahatsızlık yaratmaya başladığını unutmamalıyız."

Okuyan aynı zamanda son gelişmelerle "sol" kavramının muğlaklığı iyice açığa çıksa da AKP ile mücadelede "demokrasi" paradigmasından çıkan, piyasacılık, Amerikancılık ve gericilik başlıklarında tutarlı bir konumlanışa giren bütün sol kesimlerle işbirliği yapmanın, ortak bir eylemliliğe girmenin mümkün olduğunu da vurguluyor. Ancak sol söz konusu olduğunda parçalılığa tahammül gösterilemeyeceğini, "laiklik elden gidiyor" diye milliyetçilik, "milliyetçilik yükseliyor" diye liberallik ve burjuva demokratlık yapanlarla ortaklık kurmanın mümkün olmadığını da hemen ardından ekliyor.

http://www.sol.org.tr/index.php?yazino=28395

/div> posted by ¤ Permalink ¤ < <<


<0Comments:


    <
<Yorum Göndera href=" ~ back home
<<
<